Açıkladığı ‘Yüzyılın Konut Projesi’ — 81 İlde 500.000 Sosyal Konut, 240 Ay Vade ve Aylık 6.750 TL’den Başlayan Taksitler
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından duyurulan “Yüzyılın Konut Projesi” kapsamında Türkiye genelinde 81 ilde toplam 500.000 sosyal konut inşa edilecek. Projenin hedefi; konut krizine, yükselen kira fiyatlarına ve barınma sorununa yanıt vermek, aynı zamanda afet dayanıklılığı yüksek, ulaşılabilir fiyatlı konut stoğu yaratmak. Satış bedelleri 1.800.000 TL’den başlayacak; devlet güvencesiyle peşinat, 240 ay vade, aylık taksitlerin 6.750 TL’den başladığı açıklandı. İstanbul’a 100.000, Ankara’ya 30.000, İzmir’e 21.000 olmak üzere illere göre dağılımlar paylaşıldı; ilk teslimlerin Mart 2027’de başlaması hedefleniyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün kamuoyuna duyurduğu “Yüzyılın Konut Projesi” ile devlet eliyle, Türkiye genelinde 500.000 sosyal konut inşa edilecek. Projenin ana sloganı “Ev Sahibi Türkiye” olarak belirlendi ve uygulama TOKİ koordinasyonunda yürütülecek. Projeyle hem konuta erişim kolaylaştırılacak hem de özellikle büyük şehirlerdeki fahiş kira artışlarına karşı kalıcı çözümler geliştirilmesi amaçlanıyor.
Erdoğan’ın açıkladığı dağılıma göre; 500.000 konutun 100.000’i İstanbul’a ayrıldı. Ankara için 30.000, İzmir için 21.000, Bursa, Gaziantep ve Konya gibi büyüyen illere 13.000’er, Hatay ve Diyarbakır’a ise 12.000’e yakın konut hedefleniyor. Bu coğrafi dağılım, projenin ülke çapında dengeli bir yerleşim planı gözettiğini ortaya koyuyor. Yerel ihtiyaçlara göre tip, metrekare ve sosyal donatı düzenlemeleri yapılacak.
Mali ve satış koşullarına ilişkin kamuoyuna verilen bilgiler, projenin erişilebilirlik iddiasını destekleyecek nitelikte: Konutların satış bedeli 1.800.000 TL’den başlayacak, alım için %10 peşinat ve 240 ay (20 yıl) vade imkânı sağlanacak. Devlet güvencesi ve uzun vadeli ödeme planıyla, “uzun vadeli, düşük taksit” vurgusu yapıldı; örnek olarak aylık taksitlerin 6.750 TL’den başlaması öngörülüyor. Proje ayrıca kira modeli seçenekleri ve bazı bölgelerde TOKİ aracılığıyla rayici aşağı çekecek kiralama uygulamalarını içeriyor.
Proje kapsamında ayrıcalıklı kontenjanlar ayrıldı. Şehit yakınları, gaziler ve engelliler için ek kontenjanlar planlanırken; en az 3 çocuklu ailelere %10, emeklilere %20, 18–30 yaş arası gençlere %20 gibi öncelikli gruplar için ayrı ayrı paylar duyuruldu. Bu düzenlemeler, sosyal adalet ve dezavantajlı gruplara erişim garantisi hedefinin açık göstergesi olarak sunuldu. Ayrıca bazı illerde kiralık konut uygulaması ile özellikle İstanbul’daki yüksek kira baskısına çare aranacağı belirtildi; İstanbul’da 15.000 konutun kiralık modelle rayicin yarı fiyatına sunulacağı ifade edildi.
Zamanlama ve planlama açısından proje takvimi de paylaşıldı: İnşaat süreci hızlandırılacak, altyapı ve ulaşım entegrasyonları sağlanacak şekilde etap etap uygulama yapılacak. Resmi açıklamalara göre ilk teslimlerin Mart 2027’de başlaması planlanıyor; başvuruların ve kura tarihleri ile ilgili detaylar ise önümüzdeki günlerde TOKİ tarafından ilan edilecek. Bu hızlı takvim, hem ekonomik canlanma hem de belediyelerle koordineli kentsel dönüşüm hedeflerini destekleyecek.
Uzmanların ve muhalif görüşlerin analizi: İktidar kanadı projeyi, “barınma hakkının güçlendirilmesi, kira baskısının azaltılması, istihdam yaratılması ve afet güvenliğinin sağlanması” açısından olumlu değerlendirirken; bazı ekonomi ve konut uzmanları maliyet, fiyatlandırma ve finansman mekanizması üzerine soru işaretleri dile getiriyor. Özellikle satış bedelinin 1.8 milyon TL’den başlaması ve aylık taksit örneğinin düşük gelirli hanehalkları açısından erişilebilirliği ne ölçüde sağlayacağı tartışılıyor. Ayrıca geniş çaplı bir inşaat seferberliğinin tedarik zinciri, çimento/çelik fiyatları ve işgücü piyasası üzerindeki etkileri de yakından takip edilecek.
Projeyle ilgili kamu iletişiminde öne çıkan bir nokta da “afet dayanıklılığı” söylemi oldu. Yetkililer, yeni inşa edilecek konutların deprem ve diğer afet risklerine uygun, modern yapı standartlarında olacağını; kentsel altyapı ve ulaşım bağlantılarını güçlendireceklerini söyledi. Bu vurgu, hem kamu güvenliği hem de uzun vadeli şehir planlaması açısından projenin önemini artırıyor.
Sosyal etkiler ve beklentiler: Uzun vadede projenin kira piyasasında baskıyı azaltması, yeni konut stokuyla beraber konut fiyatları üzerinde dengeleyici etki yaratması bekleniyor. Bununla birlikte, ekonomistler kısa vadede inşaat kaynaklı fiyat artışları ve enflasyonist baskılara dikkat çekiyor; dolayısıyla proje uygulamaları, fiyat ve kalite kontrol mekanizmaları ile şeffaf bir şekilde yürütülürse olumlu sonuçlar doğurabilir. Vatandaşlar ise başvuru süreci, gelir kriterleri ve kura usullerinin adil ve erişilebilir olmasını talep ediyor.
Sonuç olarak “Yüzyılın Konut Projesi” olarak lanse edilen bu 500.000 sosyal konut adımı, konut politikalarında geniş ölçekli bir müdahale niteliğinde. Hem siyasi hem ekonomik hem de toplumsal etkileri olacak bu seferberliğin başarıya ulaşması; planlama, mali sürdürülebilirlik, kalite kontrol ve şeffaf uygulamaya bağlı olacak. Başvuru ve uygulama detayları kamu kurumları tarafından ilan edildikçe vatandaşlar için somut rehberlik sağlanması bekleniyor.